17 Ocak 2025, 10:35 tarihinde eklendi

Akçakale Adası / ARDAHAN

Akçakale Adası / ARDAHAN

Akçakale Adasında, ilk araştırmalar 1952 yılında İsmail Kökten tarafından başlatılmış. Araştırmalar, adanın Neolitik Dönem’den itibaren yerleşim alanı olarak kullanıldığını ve pek çok mimari yapının bu döneme uygun bir işçilikle inşa edildiğini gösteriyor. Adayı çevreleyen taş damlar, dikilitaşlar, kurganlar ve harçlı duvar kalıntıları bu uzun tarihin birer kanıtı.

Ada üzerindeki kale ise tarih boyunca farklı isimlerle anılmış. Türkler tarafından "Akçakale" olarak adlandırılan bu kale, Ermeniler arasında “Pağkatsıs” ismiyle biliniyordu. Ayrıca, 11. yüzyılda Kıpçak-Gürcü egemenliği sırasında adada bir şapel ve kule inşa edilmiş.

1995 yılında yapılan incelemelerde ise adadaki mezarların Orta Tunç Çağı’na ait olduğu ve benzerlerine Gürcistan’da rastlandığı tespit edildi. Ayrıca, kalede ölü gömme geleneğine işaret eden kromlek adı verilen taş düzenlemeler de bulundu.

Arkeolojik Kazılar ve Kaçak Tahribat

En kapsamlı araştırma 2004-2005 yıllarında Kars Müze Müdürlüğü ve Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin ortak çalışmasıyla gerçekleştirildi. Bu kazılarda, MÖ 7000-8000 yıllarına ait kalıntılar gün yüzüne çıkarıldı. Ancak bu buluntuların birçoğu, defineciler tarafından tahrip edilmiş durumda. Örneğin, “Taş Dam” adı verilen yapı, definecilerin hedefi olmuş ve zarar görmüş.

Ada Şehri, 1986’da “arkeolojik ve doğal sit alanı” olarak ilan edilmesine rağmen, definecilik faaliyetleri ve çevresel tahribat ne yazık ki devam ediyor. Köylülerin ifadelerine göre, defineciler adada kazılar yapmaya halen devam ediyor ve bu durum bölgenin tarihi değerini tehdit ediyor.

Doğal Güzellikler ve Ziyaretçi Etkisi

Akçakale Adası, Çıldır Gölü’nün eşsiz manzarasıyla birleşen tarihi dokusuyla bölgeye gelen turistler için büyüleyici bir destinasyon. Ancak, ziyaretçilerin bıraktığı çöpler ve bilinçsiz kullanım nedeniyle ada ciddi bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya. Çıldır Göl Festivali gibi etkinlikler ise hem tarihi yapıları hem de doğal bitki örtüsünü olumsuz etkiliyor. Festival sırasında adaya 8-9 bin kişi geliyor ve çevrede çöp yığınları oluşuyor.

En büyük zarar ise belediyenin geçici tuvaletler için adada kepçelerle açtığı çukurlar oluyor. Bu durum, arkeolojik kalıntılara ve ekosisteme geri dönülmez zararlar veriyor.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *