Bitlis’in Van Gölü kıyısındaki incisi Ahlat, hem doğal güzellikleri hem de köklü tarihi ile dikkat çeken bir ilçedir. Coğrafi konumu sayesinde Doğu ve Batı medeniyetleri arasında bir köprü görevi görmüş ve bu sayede zengin bir tarihi miras biriktirmiştir. Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçü sırasında önemli bir durak olması nedeniyle "Anadolu’nun ilk büyük Türk şehri" unvanına sahip olan Ahlat, 2019’dan beri Cittaslow (sakin şehir) unvanını da taşıyarak geleneklerini ve yerel kültürünü günümüze kadar koruyabilmiştir.

Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Ahlat’ın geçmişi M.Ö. 1500’lere kadar uzanıyor. İlk olarak Asurlular’ın bir uç beyliği olan ilçe, daha sonra Urartular’ın hâkimiyetine geçmiş ve bugünkü adını bu dönemde almıştır. İlçeye özgü Ahlat taşı, yapı işlerinde son derece elverişli olduğu gibi zengin su kaynaklarıyla da farklı medeniyetlerin ilgi odağı olmuştur. Bu nedenlerle, Ahlat dünyanın en büyük İslam mezarlığı olan Selçuklu Mezarlığı’na da ev sahipliği yapmaktadır. Toplamda 8203 mezarın bulunduğu bu alan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almakta ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyülemektedir.

Ahlat’ın doğal güzellikleri de en az tarihi kadar etkileyicidir. Nazik Gölü, Sütey Yaylası ve Çarho Mesire Alanı, doğa ile baş başa vakit geçirmek isteyenlere huzur dolu atmosferler sunar. Tarihi dokusuyla ise birbirinden kıymetli kümbetler, camiler ve kaleler, ilçeye gelen ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Ahlat, yalnızca tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, mutfağıyla da ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim yaşatır. Özellikle keçi etinden yapılan meşhur büryan kebabı, ilçenin vazgeçilmez lezzetlerinden biridir.

Tarihin, doğanın ve lezzetin buluşma noktası Ahlat, her detayıyla keşfedilmeyi bekleyen eşsiz bir destinasyondur. Eğer yolunuz Van Gölü kıyılarına düşerse, Ahlat’ı mutlaka ziyaret etmelisiniz!